Çağın Salgını : LGBTQ+
- nisbet dergi
- 28 Eyl 2023
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 29 Eyl 2023
İnsanoğlu dünyaya geldiğinde yaratılış cinsiyetinin dışında hormonal olarak kadın ve erkek hormonları vücutta belirli oranda bulunur. Kadın ve erkek hormonları, vücudun biyolojik cinsiyetini belirleyen ve birçok fizyolojik süreci düzenleyen önemli kimyasal bil eşiklerdir. Bu oranların insanın yaşamında ailesi, arkadaşları ve yaşadığı çevre nedeniyle etkilenmesi veya değişmesi mümkün olabilir.

Hormonal düzeyler, genetik yapı, yaş, yaşam tarzı ve çevresel faktörlere bağlı olarak bireyler arasında değişkenlik gösterebilir. Bu değişkenlikler, biyolojik dengeyi etkileyebilir ve bazı durumlarda cinsel kimlikle uyumsuzluk yaratabilir. Ancak, hormonal değişimler sadece biyolojik değil, aynı zamanda kişinin psikolojik ve sosyal çevresiyle de etkileşim halindedir. (American Society for Reproductive Medicine, 2021).
Örneğin, bir kadın kuaföründe çalışan bir erkek, çalışma koşulları nedeniyle davranışları, düşünceleri ve hatta biyolojik düzenlemeleri açısından kadınsal fıtrata meyil gösterebilir. Ancak bu, kişinin cinsiyet değiştirmesi gerektiği anlamına gelmez. Hem İslam'a göre hem de bilimsel olarak üçüncü bir cinsiyetin varlığı kabul edilmemektedir.
'Kur’ân-ı Kerîm’de çeşitli vesilelerle canlılardaki cinsiyet farklarına atıflarda bulunulmuş, Allah’ın insanları kadın ve erkek olarak çift çift yarattığı (Fâtır 35/11; eş-Şûrâ 42/11), gerek insanların gerekse öteki canlıların ayrı cinsler halinde yaratılmasında düşünenler için ibretler bulunduğu belirtilmiş (Tâhâ 20/53-54; Yâsîn 36/36), spermadan (nutfe) erkek ve dişi şeklinde iki farklı cinsi yaratan Allah’ın ölüleri diriltmeye de kadir olduğu hatırlatılmıştır (en-Necm 53/45-47; el-Kıyâme 75/37-40). Bu tür âyetler, cinsiyetin insan ve genel olarak canlılar dünyasının köklü ve sürekli bir varlık şartı olduğunu ifade etmektedir.’ (İslam Ansiklopedisi, 2023)
Nitekim bilimsel literatürde, cinsiyet belirlemesinde temel faktörler olarak XX ve XY kromozom kombinasyonlarının rol oynadığına bilinmektedir. XX kombinasyonu dişilere, XY kombinasyonu ise erkeklere özgüdür. Bu kromozom kombinasyonları, insanların fiziksel ve biyolojik cinsiyetlerini belirler. Bilim dünyasında yapılan araştırmalar, XX ve XY kromozomlarının dışında doğal olarak gelişen üçüncü bir cinsiyetin varlığını desteklemez (SRY Geninin Keşfi, 1990). Günümüzde yaygınlaştırılmaya çalışılan cinsiyet değişimi toplumun geleceği açısından büyük sorunlar doğurabilir. Örneğin, anne babalara yüklenen sorumlulukların ortadan kalkması, çocukları ciddi bir aile karmaşası içine sokabilir ve toplumun en temel birimi olan aileyi bozabilir. Ayrıca, insanın doğasına ve yaşamın akışına aykırı olması nedeniyle, psikolojik ve fiziksel zararlara yol açabilir, sağlıklı bireylerin ve nesillerin yetişmesini engelleyebilir.

LGBTQ+ projeleri semavi dinlerde sapıklık olarak nitelendirilmektedir (Yahudilik ve Hristiyanlığın bazı mezhepleri hariç). Papazlar İncil'de geçen "İşte böylece Tanrı onları utanç verici tutkulara teslim etti. Kadınları bile doğal ilişki yerine doğal olmayanı yeğlediler. Aynı şekilde erkekler de kadınla doğal ilişkilerini bırakıp birbirleri için şehvetle yanıp tutuştular. Erkekler erkeklerle utanç verici ilişkilere girdiler ve kendi bedenlerinde sapıklıklarına yaraşan karşılığı aldılar."(Romalılar 1:24/32) ayetini örnek göstererek bu konudaki görüşlerini ortaya koymuşlardır. İslam'da da insanın yaratılıştan sahip olduğu cinsiyeti ve fıtratı değiştirmeye çalışılması yasaklanmıştır. Kuran-ı Kerim'de Nisa suresinde (4/119) "onları mutlaka saptıracağım, mutlaka onları kuruntulara sokacağım, ve onlara emredeceğimde Allah'ın yarattığını değiştirecekler" diyerek cinsiyet değiştirmenin şeytanın bir oyunu olduğu belirtilmiştir. Yine geçmişte yaşamış toplumların helak olma sebeplerinden biri, yaratılışlarına aykırı davranıp sapkınlaşmalarıdır. Bununla ilgili Buhari’nin Libas (61/62) hadisi, İslam'ın bu konudaki bakış açısını net şekilde ortaya koymaktadır.
Ancak tüm bunlardan ayrı olarak doğuştan kaynaklanan çift cinsiyetli (pinhan) durumunda, bireyin hangi organından dışkısını yaptığına bakılarak cinsiyetine karar verilir. Bu nadir bir hastalık durumudur ve bu tür durumlar dışında cinsiyet değişikliği tercih olarak sunulmamalı, önlem alınmalıdır. Bu eğilimlerin küçük yaşlardan başladığı için devlet kurumlarında, anaokulu öğretmenlerine, sınıf öğretmenlerine ve rehberlik öğretmenlerine eğitim çalışmaları yapmalıdır. Kamu denetim mekanizmaları ile işbirliği yaparak bireyde yeme içme alışkanlıklarından kaynaklanan hormonal değişiklikleri kontrol altına alabilirler. Ayrıca, dini otoriteler LGBT'nin artması durumunda ortaya çıkabilecek ahlaki sorunları hutbelerde ve vaazlarda ele almalıdır. Radyo ve televizyon üst kurumları da bu konuda devlete yardımcı olmalıdır. Özellikle çocukların kolaylıkla erişebildiği sosyal medya mecralarına sınırlamalar getirilmelidir.
Tüm bu önlemler, devletin temel amaç ve görevleri başlıklı 5. Maddesi'nde belirtildiği gibi, kişilerin ve toplumun refahını, huzurunu ve mutluluğunu sağlama göreviyle uyumlu bir şekilde alınmalıdır. Çünkü devlet gençleri korumakla yükümlüdür. LGBT haklarının korunması adı altında, aslında gençlerin geleceği riske atılmaktadır.
Kaynakça
Comments